"Kurt"cuk Part 2. xD

"Bak, bundan gurur duymuyorum, tamam mı?
Senin gibi sadece saçım gözüm değişsin isterdim ama bu daha farklı. Basit bir kurt değil dönüştüğüm şey, daha çok aç ve vahşi bir yaratık ne kurtadam ne normal bir kurt, arası birşey! En azından sen kahverengi saçlı olunca önüne gelen kişiyi parçalama arzusuyla yanıp tutuşmuyorsun, ya da kana ve çiğ ete saplantın artmıyor!"

Dudaklarını yalayıp keskin bir bakış attı Edward. Herşeyi bildiğini sanıyordu... Oysaki hiçbir şeyi bilmiyordu... Cassandra da konuşacaktı elbet ama Edward'ın sözünü bitirmesini bekledi.

"Kolay değil, lanetli gibiyim ama bu lanet hoşuma gidiyor!
Bazen doğadaki güçlü yırtıcılardan biri olduğunu bilmek hoş bir duygu, insanlığın acizliğinden kurtulmak, farklı ve aykırı tatlar denemek... "

Joey'e aç ve saldırgan bir şekilde baktı Edward. Cass burnundan soluyarak baktı Edward'a...

"Kim olduğunu unutma,ne olursan ol sen Edward'sın... Hatta,bilmediğin şeyler hakkında konuşma... Sadece saçım gözüm değil,metama döndüğümde kişilik değişmesi yaşanıyor. İstediğim zaman dışı dönüşüyorum,bundan iki kişi dışında kimsenin haberi yok. Ayrıca,şunu görmelisin..." dedi Edward'a bakarak.

Edward'ı kolundan tuttuğu gibi tuvaletin oraya götürdü. Yere çöktü,yeşil gözlü,sarı tüylü bir hayvana dönüştü. Bir pumaya... Bu Edward'ı sinirlendirecekti büyük ihtimalle... Eski Cass'a dönüp gülmeye başladı.

"Herşeyi biliyor muymuşsun Bay Cullen?" dedi ukalaca Cass.

Out: Meta özelliğini bırakıp az önce nasıldeğiştin cadu? Az önce değişeişsin gibi mi yazayım yoksa değişmişsin de bir daha değişemeyecekmişsin gibi mi??

"Havhavla pisipisiyi düşman kabul eden içgüdüleri halt etmiş!Daha önce gayet iyi anlaştıklarına tanık olmuştum,pekala belki bir istisnaydı ama sonuçta olmaz diye birşey yok."
Cass'ın gözleri parladı,en azından Edward'ı -ne kadar inek olsa da- kaybetmeyecekti. Daha Hogwarts açılmamasına rağmen tek arkadaşıydı.

Masaya oturduklarında Edward'ın gözlerinde sert ve ciddi bir ifade vardı.

"Cass seninle asla animagus halimle görüşemem.
Şimdilik sebebini bilmemen daha iyi olur, geçmişte sınırlarımı test etmiştim ve bu büyük bir hataydı. Masum birinin canına mal oldu.
Ben yeniden birine zarar vermek istemem, hele değer verdiğim birine..."

Zaten Cassandra Edward'ı her saniye görmek istemiyordu,okul açılınca kim bilir ne kadar çok arkadaşı olacaktı... Aslında bu kurgu da Cassandra'nın aklını karıştırıyordu. O tehlikeyi severdi,ve canı daha çok istemişti şimdi. Başka bir seçenek yoktu ama,Edward istemiyorsa olmayacaktı...

"Pisi pisi her ne kadar güçlü olsa da vosvos büyüklüğündeki bir kurt tehlikeli olabilir!"
"Anlaştık mı?" dedi Edward.

Gülümseyerek Cass'e baktı. Cassandra ne diyeceğini biliyordu zaten,cevap belliydi yani...

"Pisi pisi o kadar da salak değil... Aslında canı tehlike istiyor ama..." dedi dilini hafiften çıkararak.

Yüzünde hafif yapmacık hafif de ciddi bir ifade vardı. Aslında gülüyordu,ama ciddiymiş gibi durmaya çalışıyordu. Rahat olmak yapısında vardı...

"Pisi pisi canına susamış anlaşılan! Tehlikeden daha fazlasını verebilirim, şanslıysam seni korkutabilirim de!" dedi yüksek sesle gülerek.

Edward gözlerini kapadı ve de güldü.

"Küçük pisi hala korkmadı... Şanslı değilsin." dedi ukalaca Cass.

Aslında korkması gerekiyordu... Kedi kaçar,köpek kovalar,kovalar,kovalar,kovalar... Ve sonunda ne olacağı belli işte... Köpek -hele bir kurtsa- kediyi parçalar. Cass bunları düşününce içi ürperiyordu ama nedense Edward onu korkutmuyordu. Hatta hiçbir zaman bir -köpekle(animagusla)- bu kadar rahat konuşmamıştı. Bir yandan kendine,bir yandan da olaya şaşırıyordu. Doğada bile bu uygun değildi...

Edward gözlerini tekrar açtı,kendiyle savaş veriyormuş gibi bir hali vardı. Konu bulmaya çalıştığı anlaşılıyordu;

"Sence eski dostun bize içecek birşeyler getirebilir mi??" dedi birden. Eski dostunu bastırarak söylemişti.

"Sinir oldum o herife..." dedi Cass gözlerini kısarak.