^^ Hogwarts Akademisi ^^
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

^^ Hogwarts Akademisi ^^


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hayley Jasmine Black

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Simone Hayley Black
Ravenclaw III. Sınıf Öğrencisi
Ravenclaw III. Sınıf Öğrencisi
Simone Hayley Black


Mesaj Sayısı : 24
Yaş : 28
Asam : yok
Özel Yetenek : yok
Rp Yaşı : 15
Patronus : yok
Kayıt tarihi : 29/01/09

Hayley Jasmine Black Empty
MesajKonu: Hayley Jasmine Black   Hayley Jasmine Black Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 1:20 pm

İsim:Hayley Jasmine
Soyisim:Black
Kişisel Betimleme[En az 4 satır]:

Eğlenmeyi,gezmeyi tozmayı sever Hayley.
Bunun dışında sihirler yapmadı ve kitap okumayıda sever.Günde5-1o sayfa okur.
Yaptığı sihirler insanı deli eder ve Hayley bundan zevk alır. :nihahahmodu:
Karanlık Sanatlara ilgisi vardır.
Kötü büyüleri sever.Rock-punk mizikleri sever ve gitar çalar Very Happy
Fiziksel Betimleme[En ez 3,5 satır]:

Kısa Boylu ve siyah saçlıdır.
Saçları uzundur.Beline kadar gelir.
Çok şişman olmamasına rağmen biraz balık etli sayılır.
Soluk renkler giymeyi sever.
Fiziksel Portre[Karakter resmi konulacak]:
Hayley Jasmine Black Amy-Lee-mm02
Aile Yaşamı & Özgeçmiş:Black Ailesi İşte Very Happy
Örnek Rp:


Damarlarından akan kan sanki donmuş gibiydi. Herkes gitmişti. Karanlık ormanda bir başına kalmıştı. Bu korkuya direnmeye çalışıyordu. Karanlıktan gelen o parlak şeye odaklanmıştı. Ona doğru gelen şeye karşı koyamıyor, kaçamıyordu. Korktuğu kadar merakta ediyordu. Soğuk rüzgâr saçlarını savuruyor, muhteşem yüzünün önüne geliyordu. Uzaktan sesler geliyordu “Hayley!Hayley..!” O bu sesleri aldırmıyor, dikkatle gelen o farklı şeyi bekliyordu. Gittikçe yaklaşıyor yaklaşıyordu. Bütün tüyleri ürpermişti. Ne kadar korksa da beklemeye devam ediyordu. İçinde tuhaf bir his vardı, istem dışı bir şekilde gözleri dolmuştu. Soğuk onu hissizleştirmişti. Çok üşüyor, korkuyor ama yine de bekliyordu. Birden gümüş gibi parlayan o şey, o mükemmel şey daha da hızlı yaklaşmaya başladı. Korkuyordu. Birden yerinde sendeledi. Olduğu yerde dimdik duruyordu ve meraklı gözlerle karanlığa baktı. Kalp atışları gittikçe hızlanıyordu, gözbebekleri gittikçe büyüyordu. Karanlığın içine dikkatlice bir kez daha baktı. Ama yoktu. O muhteşem olan gümüş renkli yaratık ya da her neyse artık onu göremiyordu. Korkuyla derin bir nefes aldı. Gözleri yavaş yavaş yana dönmeye başladı. Sonra boynu, gövdesi ve tüm vücudu. Öyle bir korku bürümüştü ki içini. Öyle bir boşlukta hissediyordu ki kendini. Çaresizlik kelimesinin anlamını yaşıyordu sanki bedeninde. Koklandığını hissetmişti, bunun farkındaydı. Biri onu kokluyordu, derin ve içine çekercesine. Çok yavaş ve korkak hareketlerle arkasına döndü ve gördüğü şey karşısında donup kaldı. Nefes alıyordu ama farkında bile değildi. Boğuluyor gibiydi. O mükemmel, çok güzel, muhteşem ve bir o kadar da vahşi şey. O kadar harikaydı ki ona dokunmak istiyordu. Bir o kadar da korkuyordu. Vücudu beyni tarafından kenetlenmişti. Elleri hareket etmiyor istese de parmakları bile kıpırdamıyordu. Ne olacağını bilmiyordu. Kalp atışları daha da hızlandı. Bordo renkli vahşi gözlerine masum gözleriyle derin derin baktı ve birbirine kenetlendi. Bacakları öyle titriyordu ki dengede durmakta zorlanıyordu.
Dolmuş gözlerinden bir damla yaş aktı.
Düşünemiyordu artık. Sadece bekliyordu. Gözlerinden akan yaş kirpiklerinden kurtuldu, elmacık kemiklerinden korkudan beyazlamış yanaklarına, sonra da titreyen çenesine yavaşça aktı. Geçtiği her yerde ıslaklığını bırakıyordu. Gözlerini yavaşça kapattı ve sımsıkı kenetledi. Puslu gözlerinden akan ikinci damla, hızlı bir şekilde aynı yolu takip etti ve bir kez daha ıslattı soğuk yanaklarını. Islak yanaklarında bir nefes hissetti. Gözyaşlarının ıslattığı yerler bu nefesle daha da soğuyordu. Gözlerini açmak istiyordu ama izin vermiyordu gözkapakları. Tedirginlikle sıkıyordu kendini. Ayakta durmakta zorlanıyordu artık. Nefes bile almıyordu neredeyse. Saçlarına bir el değdi. Soğuktu. Hissediyordu. Yavaşça okşuyordu saçlarını, saçlarını yüzüyle buluştuğu alnını, yanaklarını ve dudaklarını. Buz gibi ellerini yavaşça gezdiriyordu çenesinde ve boynunda. Elleri boynunda öylece duruyor ve olduğu yere başparmağıyla öylece dokunuyordu.
”Şşş”
dedi birden ve boynunda hafif bir nefes daha hissetti. Sonra büyük bir acı buz gibi elin olduğu yerde. Gözlerini birden açtı. Karşısında onu gördü. Kanlı ağzını ve susamış gözlerini. Sivri , daha önce gördüğü parlak dişleri şimdi kıpkırmızı ama yine de çekiciydi. Birden kollarına yığıldı o cezp edici yaratığın. Can havliyle nefes almaya çalışırken gözlerine baktı. Sanki bir şeyler söylemeye çalışıyordu ya da anlamaya. Gözleri yavaşça kapanmaya başladı. Kapanmasını istemiyordu. Direniyordu sanki bu acıya. Üşümüyordu artık aksine terlemeye başlamıştı. Hala bakıyordu o vahşi yaratığa masum ve çaresiz gözleriyle. Yavaşça kapanıyordu gözkapakları ve karşı koyamıyordu artık. Hatırladığı en son şey canını acıtan bu vahşi yaratığın alnına kondurduğu son öpücüktü.
” İyi uykular tatlım.”

Karanlığı görmüştü gözlerinde. Kendine gelmiş olmalıydı artık bunca zamandan sonra. Ne olduğunu, nasıl olduğunu hatırlamıyordu. Sadece çok yorgundu. Gözlerini birkaç saniyeliğine de olsa açmayı başarmıştı. Bilmediği bir yer görmüştü. Nerede olduğunu görmek için doğrulmaya çalıştı yattığı yumuşacık ve vücuduyla ısıttığı sıcacık yataktan. Kollarıyla bedenine kuvvet verdi ve biraz da olsa kalkmayı başardı. Hala gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Üşüyor muydu yoksa terliyor muydu? Bunu bile anlayamıyordu, hissedemiyordu. Biraz daha yükseltti gövdesini ve etrafa bakmak için son kez gözlerini kapatıp daha fazla açmaya karar verdi. Bunun için harekete geçtiğinde ise şiddetli bir baş dönmesiyle yatağa tekrar yığıldı. Bu onun son en güzel uykusu olacaktı. Bir yandan en güzel bir yandan ise en kötü. En güzel yanı, en son en uzun ve en huzurlu uykusu olması, en kötü yanı ise; en acılı an çaresiz ve en tedirgin son uykusu olmasıydı…

Gözlerini yavaş yavaş açtı. Karanlık bir yerdeydi. Güneşin ışıklarını saçıp, özgürlüğünü sağlayamadığı bir yerde. İnanılmaz bir enerjiyle dolmuştu, sanki yeniden doğmuştu. Ne olduğunu çok fazla hatırlamıyordu. Bir eliyle yumuşak yataktan destek alırken diğer eli hızlıca boynuna doğru ilerledi. Yoktu. Canını o çok acıtan şey yoktu. Pürüzsüz bir ten… Sadece bunu hissediyordu. Hızlıca yataktan kalktı. Çıplak ayaklarıyla soğuk mermerlerin üzerine bastı ve ayağa kalktı. Etrafına tedirginlikle baktı. Yattığı yatak gümüş çerçevenin içinde seksenlerden kalma bir yağlıboya resmi, işlemeli duvar kâğıtlarıyla çevrelenmiş küçük bir oda. Yumuşak yatağın başucunda büyükçe bir pencere ve pencereyi tamamen örten koyu bordo ve duvar kağıtlarıyla uyumlu desenlerde bir perde. Odayı inceliyordu masum ve artık bir o kadar da vahşi gözleriyle. Diğer odadan sesler duydu. İlerlemeye başladı korkak adımlarla. Ama artık o kadar korkmuyordu sanki içinde bir cesaret vardı. İşlemeli duvar kağıtlarının krem rengi tahta kapıyla buluştuğu yere geldiğinde narin elleri kapı kolunu tuttu ve meraklı gözlerle yavaşça açtı. İçeride biri erkek üç kişi vardı. Erkek olan ayaktaydı ve duvara yaslanmış bir şekilde odanın diğer ucuna bakıyordu. Biri genç kız diğeri ise orta yaşlı kadın, düşünceli bir şekilde karşılıklı oturuyorlar ve duvara yaslanmış olan çocuğa bakıyorlardı. Bir adım daha attı kız. Ve birden ayağı takıldı. Olduğu yerde düşecekmiş gibi oldu ama sonra doğruldu. Saçları altın rengi, gözleri simsiyah, bedeni pürüzsüz ve bembeyaz olan kız birden sesin geldiği yöne doğru döndü ve tedirgin bir sesle “Uyanmış… Ashton! Lanet olsun uyanmış!” birden ayağa fırladı. Ashton arkasını döndü, hızlı bir şekilde yaslanmakta olduğu duvardan uzaklaştı, arkasına baktı. Hala oturmakta olan kadın sadece boş gözlerle ayakta duran oğluna baktı ve “Şimdi ne yapacaksın bakalım?” dedi tedirgin ve korkunç bir şekilde. Rosalie ne olduğundan habersizdi. Sadece ona bakıyordu, canını o kadar acıtan o kadar yakan ama o kadar aşık olduğu yaratığa. Ne kadar ondan korksa da artık kendinin de onun kadar mükemmel ve bir o kadar da vahşi olduğundan haberi yoktu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Seçmen Şapka
Admin
Admin
Seçmen Şapka


Mesaj Sayısı : 24
Yaş : 113
Asam : ...
Özel Yetenek : ...
Kayıt tarihi : 08/12/08

Hayley Jasmine Black Empty
MesajKonu: Geri: Hayley Jasmine Black   Hayley Jasmine Black Icon_minitimePerş. Ocak 29, 2009 2:56 pm

Demek kitap okumayı ve sihir yapmayı seviyorsun. Zeki birisin...


Ravenclaw III. Sınıf Öğrencisi!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hayley Jasmine Black
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hayley Williams
» Jasmine Lola Menarix
» Cassandra Amy Black
» Tom Mathers Black

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
^^ Hogwarts Akademisi ^^ :: Merkez Büro :: Seçmen Şapka-
Buraya geçin: