Karmakarışıklaşmaktayız[Kurqu Rp'i'dir]

Konu: Karmakarışıklaşmaktayız[Kurqu Rp'i'dir] Ptsi Şub. 02, 2009 9:00 pm

"Hogwarts'ın açılış tarihi neden uzadı?Gelecek postası araştırması.."diye bağırıyordu satıcı çocuk diagon sokağında yankılanan sesiyle.Pek de kalabalık bir gün sayılmazdı ve güneş de birkaç gündür kendini göstermiyordu.Görünüşe göre bugün işleyen tek dükkan çatlak kazandı.Ve içeriden kalabalık kahkahalar yükseliyordu.

Kasvetli hava ne kadar can sıksa da kızıl saçlı kadın o gün herzamankinden mutlu gibiydi.Soğuk bakışlarının altında gizlediği can sıkıcı geçmişini umursamaz bir hali vardı.Aklından tek çıkmayan şey ise yeni tanıştığı sihir bakanıydı.Garip bir şekilde kendisinden nefret ettiğini hissetmişti ama aynı zamanda bakanlığa gitmemek için de kendini zor tutuyordu.Ona ne oluyordu bilinmez ama bu garip duyguyu daha önce yaşamadığına emindi.

Diagon'da yavaş ve aylak adımlarla yürümeye başladı.Saçına düşen kar taneleri hoşuna gitmişti.Eldivenlerini çıkardı ve soğuk kar tanelerine dokundu.Aynı anda aklına Rob ile tokalaştığı sahne geldi.Onun elleri kadar soğuk kar taneleri...Tereddütsüzce bir dükkana daldı ve sıcak çikolata istedi.Bir yandan da üşüyen ellerini ovuşturuyordu.Derken başını çevirdi ve hemen arka masada kendisini yeni farkeden o'nu gördü...Oydu..Rob...

Out:
işte o an xD xD xD >>>>>>>

Dışarıda lapa lapa kar yağıyordu,kar taneciklerinin bembeyazlığı adeta büyülüyordu Diagon Yolu'nu... Bir pamuk tarlası gibi gözüküyordu etraf. Mevkisinin verdiği yorgunlukla daha doğrusu tembellikle boş boş yürüdü sokakları Rob.

Aklından çıkaramadığı,çözemediği bir tek Kris vardı. Kesinlikle onun gönlünü alması gerekiyordu,tabii ki amacı onu kırmak değildi. Karakteri istemese de yaptırıyordu ona bunu. Kendini kontrol etmeyi öğrenmiş olmasına rağmen,bunca yıl sonra kontrolünü kaybetmişti. Hem de bir bayanın yanında.

Çatlak Kazan diğer mağazalara göre açık olan tek yerdi. Mecbur olduğu için içeri girdi kahvesini istedi. Kahvesini yudumlarken,burnuna yine bir koku geldi. Yine aynı kokuydu bu. Kafasını kapıya doğru çevirdi,burnu hep kokuları iyi alırdı. İçeri giren ateş kırmızısı saçları buz mavisi gözleriyle,muhteşem bir güzelliğe sahip olan Kris'ti. Kontrolünü yine kaybedeceğinden korktu fakat korkularıyla yüzleşmesi gerekiyordu.

Kris ilerleyerek önündeki massaya oturdu. Belki de ona hiç seslenmemeliydi Rob ama Kris onu görürse daha çok kırılacaktı Rob'a. Cesaretini topladı,dişlerini sıktı. Kris'in arkasına gitti,arkada kalan saçlarını öne attı ve Kris'in ona bakmasını bekledi. Belki bu davranış bir sihir bakanının yaptığı büyük terbiyesizliklerden biri olurdu ama o anda onun yanındayken hiçbir şey umrunda bile değildi.

"Bayan Stewart,geçen günkü kaba davranışım için sizden gerçekten özür dilerim. Bir sihirbakanına yakışacak bir davranış değildi,biliyorum. Affınızı diliyorum."

Kris karşısına oturan dünya harikasına bakakalmıştı.O konuşuyordu hem de Kris'le ağzını açtı ve o bembeyaz dişleri bütün güzelliğiyle konuşmasına yardım etti.

"Bayan Stewart,geçen günkü kaba davranışım için sizden gerçekten özür dilerim. Bir sihirbakanına yakışacak bir davranış değildi,biliyorum. Affınızı diliyorum."

Kris'ten özür mü dilemişti.Daha birkaç gün önceye kadar onu dövecek gibiydi.

"Haklısınız özür dilemeniz gerekiyor..sürekli yanlış birşey yapıp yapmadığımı düşündüm durdum..Ama sanırım başka birşeye sinirlenmiştiniz.."dedi gözlerini kaçırarak.Kalbi sanki hiç olamayacakmış gibi atıyordu.

"Haklısınız özür dilemeniz gerekiyor..sürekli yanlış birşey yapıp yapmadığımı düşündüm durdum..Ama sanırım başka birşeye sinirlenmiştiniz.."dedi gözlerini kaçırarak Kris.

Karşısında başka biri olsaydı onu öldürebilirdi,özel nedenini bilmeden onu azarlıyanlardan nefret ederdi ama sadece kıza dokunmamak için bile kendini çok fazla sıkıyordu.

"Ah be güzelim,senin benim yanımda olman hata." dedi içinden.

Konuşma ihtiyacı duydu.

"Hıhı! Evet ben,ben şu resepsiyondaki gerizekalıya sinirlenmiştim! Hata yapmak mı? Gerçekten özür dilerim." dedi Rob.

Aslında dedikleri tam olarak yalan sayılmaldı,resepsiyondaki gerizekalıdan nefret ediyordu çünkü;
Kimseyi odasına almamasını söylediğinde birinin odasına girmesine izin vermişti.
Bir yandan da ona minnettardı. O olmasaydı bu güzellikle tanışamayacaktı belki de.

"Dediğiniz konu hakkında bol araştırma yaptım Bayan Stewart. Böyle bir konuda bizzat ben devreye girerim,içiniz rahat olsun." dedi gülümsemeye çalışarak.

Kristen kalbinin çarptığını hissediyordu.Gözlerini bir süre ona dikti.Ama o birşey olmuş gibi gözlerini ondan kaçırıyordu.
Kris gözlerinin sarı olduğunu farketti.Ama onunda kendisi gibi göz ve saç renginin değişebileceğini düşünüp sustu.

"Hıhı! Evet ben,ben şu resepsiyondaki gerizekalıya sinirlenmiştim! Hata yapmak mı? Gerçekten özür dilerim."

"Önemli değil" dedi açık kızıla doğru giden yanaklarıyla

"Aslında ona kızmamalısın..Sanırım girmeyeceğimi söylemeye çalıştı ama dinlemeden yürüdüm..Tabi eğer kızmanın sebebi buysa.."dedi.

"Dediğiniz konu hakkında bol araştırma yaptım Bayan Stewart. Böyle bir konuda bizzat ben devreye girerim,içiniz rahat olsun."

"Teşekkür ederim Joa sana güvenebileceğimi söylemişti..Arkadaşlığınızın temelini anlatmadı ama çok iyi bir dostun olduğunu söyledi.Joa'yı yıllardır tanırım okulda en sevdiğim arkadaşımdı.Bir Gryffindor öğrencisi olduğum halde asla beni yalnız bırakmazdı.Ö.y'liğe yatkınlığından dolayı ikizim onunla görüşmemden nefret ederdi."dedi gülümseyerek.

Fazla mı konuşmuştu ne çenesini tutamıyordu birtürlü...

"Önemli değil" dedi Kris,yanakları kızarmıştı.

"Aslında ona kızmamalısın..Sanırım girmeyeceğimi söylemeye çalıştı ama dinlemeden yürüdüm..Tabi eğer kızmanın sebebi buysa.." dedi.

"İyiki de dinlememişsin..." dedi gülümseyerek Rob.

"Teşekkür ederim Joa sana güvenebileceğimi söylemişti..Arkadaşlığınızın temelini anlatmadı ama çok iyi bir dostun olduğunu söyledi.Joa'yı yıllardır tanırım okulda en sevdiğim arkadaşımdı.Bir Gryffindor öğrencisi olduğum halde asla beni yalnız bırakmazdı.Ö.y'liğe yatkınlığından dolayı ikizim onunla görüşmemden nefret ederdi."dedi gülümseyerek.

Kris,konuştukça büyüleniyordu adeta. Kendini zor tutsa da artık o güzelliğe bakabiliyordu.

"Bana pek güvenilmez ama... Joa,deli kız! Slytherin öğrencisi değil miydi o ? Bu arada ben de Gryffindor mezunuyum." dedi gülerek.

Kahvesi bitmişti,Kris'e yöneldi;

"Ben kahve alacağım,sana da alıyorum." dedi gülerek. Son hızıyla koşmuş saniyesinde sırada belirmişti. Kahveleri almak için barmene emir verdi. Barmen karşısındakinin sihir bakanı olduğu görünce eli ayağına dolaştı,hemen kahveleri bardağa doldurdu.

Out: Yazdım diyecektim,çıkmışsın msnden. Sen düş şimdi.

"İyiki de dinlememişsin..." Yanlış mı duymuştu kulaklarına kadar kızarmasının başka bir nedeni sürekli bu sözün kulağını tırmalaması mıydı?

"Bana pek güvenilmez ama... Joa,deli kız! Slytherin öğrencisi değil miydi o ? Bu arada ben de Gryffindor mezunuyum."

"Evet Slytherin..Ailemin gelenekleri olmasa belki de bende orda olacaktım"dedi aniden asılan yüzüyle.

"Seni okulda görmüş olmalıyım..ama hatırlamıyorum.."dedi şaşkınlıkla.

"Ben kahve alacağım,sana da alıyorum." dedi gülerek. Son hızıyla koşmuş saniyesinde sırada belirmişti. Kahveleri almak için barmene emir verdi. Barmen karşısındakinin sihir bakanı olduğu görünce eli ayağına dolaştı,hemen kahveleri bardağa doldurdu.Nasıl bu kadar hızlı olabilmişti Kris'in gözleri mi bozulmuştu yoksa zaman hızla akıp gitmişmiydi?

Derken yanına yakışıklı sayılabilecek sarışın bir adam yaklaştı gelirken havayı koklar bir hali vardı.Hızlı adımlarla Kris'in yanına yaklaştı ve iyiden iyiye havayı koklayarak konuşmaya başladı.

"Selam..Yalnız mısın.."dedi o muhteşem dişlerini göstererek..Biraz ürkmüş haliyle cevap verdi Kris..

"Sanane?Kapa o pis ağzını da sinek kaçmasın! git başımdan"

"Ha ha gülsem mi ne naparsın öldürür müsün?Küçük kız..!"dedi Sarışın adam dişlerinin arasından...

"Sen istedin!"dedi Kris ayağa kalktı ve asasını aramaya koyuldu ama asası evde kalmış yada bir yerlerde düşmüş olmalıydı.Lanet olsun asası bir hafta önce kırılmıştı..!

"Lanet olsun!"dedi ve eline geçirdiği bir vazoyu adamın kafasına fırlattı.

out:Komedyyyy kooppp xD xD

Robert bir vampir kokusu almıştı arkasını döndü ve anında Kris'in karşısında beliriverdi.
"Ha ha gülsem mi ne naparsın öldürür müsün?Küçük kız..!" dediğini duydu adamın...
Karşısındaki adam vampir James'di. Ne kadar vampirleri sevse de bu vampirden cidden nefret ediyordu.
Kris salakça bir hareketle vazoyu James'in başına fırlatmıştı. James'in bir vampir olduğunu,ona hiçbir şey olmayacağını ve şimdi onu daha da sinirlendirdiğini bilmiyordu tabiki.
kolundan tutarak dışarı çıkardı onu.
Rob dişlerini çıkardı,James'e geçirdi. James psikopatça gülmeye devam edince Rob'un siniri bozuldu;
"Avada Kedavra!" diye haykırdı,asasından çıkan yeşil ışık James'i öldürdü.
Kris'in yanına hızlıca giderek kahvelerini bıraktı,
"Yeterince üzdüm seni,kahveleri bitirince eve bırakmamı ister misiniz Bayan Stewart?"

Kris şaşkın gözleriyle olan biteni anlayamamıştı yine aynı hareketle Robert önünde belirmişti çünkü...Rob sinirle sarışın adamı tuttu ve dışarıya çıkardı.Neler olduğunu anlayamamış vaziyette hala ayaktaydı ki Robert geri dönmüştü.

"Sen.."dedi kekeler vaziyette.."Nasıl bu kadar hızlı olabiliyorsun..?!"dedi şaşkınlıktan kocaman kocaman olmuş gözleriyle..

"Yeterince üzdüm seni,kahveleri bitirince eve bırakmamı ister misiniz Bayan Stewart?"

"Ben birşey sordum..!"dedi Kris küçük bir çocuk gibi..

"Ayrıca beni neden sen üzesin ki ?"dedi şaşkın cümlenin devamı olarak...

"Sen.."dedi kekeler vaziyette.."Nasıl bu kadar hızlı olabiliyorsun..?!"dedi şaşkınlıktan kocaman kocaman olmuş gözleriyle Kris..
Rob lafı çevirdi,kaytarmak amacıyla.
"Ben birşey sordum..!"dedi Kris küçük bir çocuk gibi..
"Ayrıca beni neden sen üzesin ki ?"dedi şaşkın cümlenin devamı olarak...
"Yanlış görmüş olmalısın,belki de James yüzünden olmuştur,aklını karıştırmış olmalı." dedi kıvırmaya çalışarak Robert.
"Diğer konuda,geleni tanıyorum. Benim burada olduğu bildiği için gelmiş olmalı." dedi Robert.
Gerçekten bir günde birinin başına bu kadar kötü şey getirebilirdi. Sessizce bekledi.

Out:Vampirler birşey yiyip içmezler onları editle xD

"Yanlış görmüş olmalısın,belki de James yüzünden olmuştur,aklını karıştırmış olmalı." diyerek kıvırmaya çalışarak Robert.Kristen kendini fallamış hissediyordu.Emindi..kör değildi yanlış felen de görmemişti...

"Diğer konuda,geleni tanıyorum. Benim burada olduğu bildiği için gelmiş olmalı"diyerek lafı değiştirmeye çalıştı Rob...Ama Kris'in fazgeçmeye niyeti yok gibiydi.Gözlerini devirdi..

"Hayır..!Eminim yanlış görmedim!Bir açıklama yapacak mısın?"dedi Kris gözleri maviden siyaha dönüyordu.Sinirleniyordu çünkü saç rengininde siyaha döndüğüne emindi.

"Hayır..!Eminim yanlış görmedim!Bir açıklama yapacak mısın?"dedi Kris gözleri maviden siyaha dönüyordu. Saç rengi de siyaha dönmüştü.

Bir veela olmalıydı;
"Sana kimse inanmaz!" diyip,arkasına bakmadan uzaklaştı oradan hızlıca. Yetişmesi mümkün değildi Kris'in...

Yine Kris'i bırakmıştı,kalbi kırılmıştı,aklı karışmıştı... Yine! Belki de bir daha görüşmemelilerdi...

Bir cevap bekliyordu.Rengi değişiyordu giderek kızatan yanaklarını ve burnunu sezebiliyordu.

"Sana kimse inanmaz!"

diyip,arkasına bakmadan uzaklaştı oradan hızlıca. Yetişmesi mümkün değildi Kris'in...Öylece bakakaldı arkasından saçlarının şimdi de tam tersine sarardığını hissediyordu.Lanet sarı saçlarından nefret ediyordu ve gözleri de sarılaşıyordu.Lanet olsun bu adam ondan nefret mi ediyordu yoksa etmiyor muydu bu nasıl bir duygu karmaşıklığıydı böyle!Sinirle ayağa kalktı ve pelerinini toparlayıp oradan ayrıldı.