Karanlık Barda Değişimler

Olduğundan daha serindi hava ve kuşların cıvıltısı ani bir nedenden dolayı kaybolmuştu adeta…Beyaz bulutlar ardına gizlenmiş güneş en soğuk ısısını üfürüyordu dünyaya…Uğuldaya rüzgar he haliyle küçük çocukları hayaletlerin olabileceğine inandırabilirdi.

Muggle dünyası sessiz gibiydi..Parklarda dolaşan birkaç serseri dışında ortalığı rahatsız eden herhangi bir şey yoktu.Geniş yol ağzından karşıya geçti siyah pelerinli kadın..Sanki bir şeyleri arıyor gibiydi.Sert bakışlarının altındaki düşünceleri kendinden başkası okuyamazdı.Cebindeki asasının ucunun vücuduna batmasıyla rahatsız olmuş elini cebine sokup onu düzeltmişti.Uzun siyah,deri olan topuklu çizmelerinin takırtısı boş sokağı dolduruyor,siyah pelerinin yerde sürününce getirdiği hışırtı sesiyle birleşiyordu.
Kopkoyu siyah saçları olduğundan daha dalgın ve karamsar olduğunu ortaya çıkarıyordu.Saç rengi ruh haline göre değişen bu kadın taş kaldırımlı bir sokağa henüz sapmıştı ve biran önce cisimlenip yok olmak için etrafını kolaçan ediyordu.

Derken uzun boylu sarı saçlı bir adam birden boş sokakta kadının arkasında yoktan varoldu.Kadın panikle arkasını döndü ve tereddütle adamın yüzüne baktı.

“Kris…ne hoş raslantı…”dedi sarışın adam Kristen’a dönerek.

“Jack?..Ne işin var burada?”dedi Kristen soğuk bir sesle…

“Sen neden buradasın ya Kris?Gene ikizinden gizli işler mi çeviriyorsun…Gizli işlere gerek yok Kris gel katıl bize..Biz her zaman yanında olacağız…”dedi sarışın adam yüzündeki kendinen emin gülümsemeyle Kris’e bir adım atarak..

“Önce ben sordum…!Ayrıca gizli işler çevireceğim zaman gizli kalır ve kimsenin de haberi olmaz...!Eğer size katılırsam ailemi kaybederim..!Soyadımı lekerlerim ve beni evlatlıktan reddederler…”dedi iyice koyulaşan saçıyla Kris…

“Ah yo..Küçücük,minicik kız Kris hiçbirşeyden korkmuyor ailesini kaybetmekten korkuyor ne yazık…Ama dediğim gibi…”dedi Krisi belinden kavrayarak…”Biz…ben..herzaman yanında olurum…”

“Senden nefret ettiğimi daha önce söylemiş miydim?Çek ellerini üzerimden seni pis solucan!!”dedi Kris ondan kurtulup geriye doğru yürürken…Asasını çıkardı ve Jack’e doğrulttu.


“Ah hayır..Hogwarts müdüresi muggle mahallesinde büyüyle katliam yapacak…”dedi büyük bir kahkayla..Soğuk kahkahası boş sokağı dolduruyordu…

“Lanet olsun..!Rahat bırak beni…”dedi ve anında yok oldu siyah saçlı kadın.O gittikten sonra arkasından küçük bir refaransla kendince selam yaptı sarı saçlı adam ve yüzündeki gülümsemeyı bir mimikte silerek boş ve kararmaya yakın sokaktan bir araya saptı.

...............................................................................................................................

“ Bir lanete kurban git inşallah..!Pis solucan!!!” dedi Kris boş barın kapısını aralayıp içeriye dalarken cüppesini sinirle açtı ve siyah pelerinini çıkarıp eline aldı.Üzerindeki siyah deri pantolon ve deri bluz tenini oldukça sıkmışa benziyordu.Çizmelerinin yaptığı takırtıyla bara doğru yürüdü.

“Ah..akşamdan kalma gibiyim Taylor bana bir kahve verir misin?!”dedi ve boş gözlerle ona bakan sarı saçlı kadının ona kahve vermesini bekledi.


Out:İsteyen Dalsın

Bende rp'ye dalabilir miyim?

[cevap geldikten sonra msj silinecektir]

Out: Oya bebeğim sende sırağ.++

"Sihir bakanıyla konuş,bağlantı yoktur belki! O lanet olasıca soyadını değiştir o zaman! Kris sen artık bebek değilsin ki!"

"Soyadımdan memnunum sence ailemi kaybetmenın daha kolay bır yolu olabılır mı bundan baska..."derken konusması yarım kaldı ve yanlarına DJ yaklaştı.

"Merhaba. Nasıl gidiyor? Bir sorun yok ya?"
Sorun mu hayatım sorun başka ne olabilir ki? dedi içinden tekrarla..

"Süper,Lord'um bir pislik daha gitti büyücü dünyasından.Ama bazıları memnun değil heralde..."

"Bana öyle bakma Joa..!Tabi ki de memnun değilim bir insanı öldürdün..Pislik olsa bile o bir insandı..!Ayrıca bakanlık bunun araştırmasını yapacaktır.."derken sözü yine yarım kesildi ve bu sefer yanlarına Roxy geldi.

"Kristen Lilith nasılsın? "

"İyiyiz canım saol.."dedi ve göz ucuyla Dan'a baktı aralarında bir sorun mu vardı Roxy Dan'a selam vermemişti...
Bir an sonra bardaki ışıklar söndü ve Kris telaşla asasını çekti.Bir kaç cadının çığlığı dükkanı doldursa da hemen sonra Lumos diye asasından ışık çıkaran bar sahibi telaşla etrafında olağan dışı birşey aramaya başladı.

out: Son kurguyu oya attı. xD
Ama aksyon = eğlence.
Melüs'le neden küssünüz bilmiyorm xD

DJ ortamın oldukça soğukluğunu umursamayarak Taylor'ın verdiği ateş viskisini alarak teşekkür etti. Quélynn ile neden küs gibi oldukları hakkında bir fikri yoktu. Galiba yine farkında olmadan bir şeyler demişti veya yapmıştı. Hep öyle oluyordu zaten. Ne yaptığının farkında bile olmuyordu. Sonra da, ne yaptım ki ben, diye aklını kurcalıyordu. Ancak hatırlayanı Merlin kutsasın tabi!

Ateş viskisini keyifle yudumlarken bir anda tüm ışıklar söndü. Bunun gibi durumlardan nefret ediyordu. Yoksa yine baskın mı vardı? İyi de kim baskın yapacaktı ki Quélynn veya DJ talimat vermeden?! Saf kalpli seherbazlar böyle bir şey yapmazlardı, asla. Onlar insanların telaşa kapılacağı ve korkacağı hiçbir şey yapmazlardı. Çünkü sözde iyilerdi!

DJ homurdana homurdana ve kibar birkaç küfür savurarak asasını çekti. Bu asa kesinlikle özeldi, bakanlığa bağlı olduğunu sanmıyordu çünkü asayı aldığı kadın öyle demişti.

"Quélynn, bizimkiler değil, değil mi? Talimat verdiğimi veya senin talimat verip bana bildirdiğini hiç hatırlamıyorum çünkü!"

Bar sahibi ışık yakmıştı sonunda asası ile. Ancak fazla güçsüzdü, Lumos büyüsünü yapmıştı. bu büyü ile kendi erafını zor aydınlatırdı.

"Lumos Maxima!"

DJ'in asasından daha güçlü bir ışık fışkırdı ve etrafın genelini aydınlatmaya yetti. Ancak karşı taraftan da ışık vuruyordu. Bu yüzden gözlerini kırpıştırmak zorunda kaldı. Çünkü onların yaptığı ışık daha şiddetliydi. Neden Quélynn, Kris ve Lilith de bir şeyler yapma gereği duymuyorlardı ki!?

DJ gözlerini pelerininin kukuletası ile korurken Kris'in bir anda yanlarından ayrıldığını fark etti. Ne yapıyrdu bu kız? Canına kastı vardı herhalde. Dışarıda içeride olanlardan daha yüzlercesi olmalıydı. Belki de onlardan daha azı ama daha güçlüsü. Her türlü ihtimal vardı. İyi de bunlar kimdi ki?

Düşünceleri arasında boğuşurken Kris'e yardım etmesi gerektiğini hissetti. Çünkü Kris değerliydi, güçlüydü ve bir ölüm yiyen olmaya adaydı. Öyle birini kaybetmek istemeyebilirlerdi. Aklının bir köşesinde de Quélynn vardı. Neden öyle bir tavır serilemişti ki?! Hala ne yapmış olabileceğini tahmin edemiyordu.

Hızlı dımlarla Bardan ayrıldıktan sonra haykırışlar duydu bir yerlerden, konuşmaların arasında. Sesler çok tanıdık geliyordu. Bir şeyler yapmalıydı. Öncelikle bulundukları ortama güçlü bir kalkan büyüsü yaptı. Sonra kukuletasını başından attı ve üç adamla Kris'in yanına gitti. Kris'in acı çekiyormuş gibi bir hali vardı. Çünkü adamlardan biri ona lanet yollamıştı.

"Nicholas? Patrick? Yankee? Siz öldünüz! Benim veya Quelynn'in emri olmadan nasıl böyle bir şeye kalkışırsınız?"

Adamların korkmuş gibi bir hali vardı. Ancak birinde deli cesareti vardı tabi ki!

"Siz durumu kontrol etmeye geldiniz buraya. Ama dönmediniz. Jack'e yardım bile etmediniz! Onu öldüreni cezalandırmadınız bile!"

DJ iyice sinirleniyordu. Yankee'nin cesaretini tebrik etmeliydi. ancak sadece kınamakla yetindi. Nasıl ona karşı gelebilirdi ki? Hiçbir ölüm yiyen ona karşı gelemezdi, DJ istese asasının tek bir hamlesiyle hepsini yok ederdi.

"Kapa şu atal çeneni Yankee! O işe yaramaz ben geldiğimde zaten ölüydü. Muggle olduğuna emin olduğum bir adam tarafından taşınıyordu. Eğer Jack'i tanıdığımı belli etseydim bir sürü souşturma yapacaklardı o pis mugglelar! Hem sana neden hesap veriyorum ki!? Şimdi cezalandırılacak olan sensin Yankee!"

Asasını ona doğrulttu ve oldukça içinden gelerek haykırdı.

"CRUCIO!.. Yeterli mi yoksa biraz daha acı ister misin pislik!?.. Avada Kedavra!"

Yeşil ve göz alıcı bir ışığın çakması ile Yankee'nin gözleri olduğundan da boş ve anlamsız bakmaya başladı. Bedeni cansız bir biçimde yığılmıştı. Zaten Crucio ile yerde kıvranıyordu. Sert bir düşüş yaşamamıştı bu yüzden. DJ'in yüzüne gereksiz bir sırıtma yayıldı. Diğer iki adama bakıp onları uyarırcasına Yankee'nin cesedini gösterdi. İki adam başlarını yere eğerek cisimlenmeye çalıştılar. Ancak DJ'in güçlü koruma kalkanı buna izin vermedi.

DJ kalkanı kaldırıp homurdanarak onlara baktı ve

"Gidin hadi sizi işe yaramazlar!"

dedi. Sonra Kris'e döndü ve dikkatle baktı. Lanet canını yakmış olmalıydı. Gördükleri de tuz biber olmuştu tabi! DJ onun iradeli olduğunu umarak kendini rahatlattı. Ancak Yankee cidden güçlü bir büyücüydü, tabi ölmeden önce. Lanetleri de oldukça sertti. Kris'i az da olsa etkilemiş olmalıydı.

"İyi misin, Kris? Gitmeliyiz. İçeride neler oluyor bilmiyorum bile."

Güldü ve Kris'e yardım etmek için koluna girdi. Barın iyi bir durumda olmasını umuyordu. Aksi takdirde halleri kötü olurdu. Kris kendine gelmeliydi artık. İçeride kötü bir durum olursa onun neredeyse cansız bedenini korumak zor olabilirdi. Ayrıca yardıma ihtiyaçları olabilirdi. Ki Kris'in oldukça güçlü olduğuna emindi.

Kris yerde hareketsizce yatıyordu bütün vücüdunun iliklerine kadar acıyla sarsıldığını hissediyordu.Olduğu yerden başını kaldırmaya çalıştı ama seçemediği sesler kulağına yapışıp kalıyor birbirine karışıyordu.Bu bir rüya olmalıydı.Uyanması gerekiyordu.Ama ne kımıdayabiliyor ne de haykırabiliyordu.Hafifçe betona yapışmış olan yüzünü oynattı.Bu hareket ölümü isteyecek kadar canını acıtmıştı gözlerini tereddütle açtı sanki onu oyuyorlarmış gibi bir acıyla karşı karşıya kaldı.

"CRUCIO!.. Yeterli mi yoksa biraz daha acı ister misin pislik!?.. Avada Kedavra!"Gidin hadi sizi işe yaramazlar!"

Bir çığlıkla adamın birinin yerde donarak kaldığını gördü.Şok ifadeysiyle açılan gözlerini kırpıştırdı oradan kalkmalıydı toparlanmaya çalıştı ama yer kaygan bir zamin misali ayağının altına kayıyordu sanki...Yanına birinin yaklaştığını farketti.

"İyi misin, Kris? Gitmeliyiz. İçeride neler oluyor bilmiyorum bile."Onu kurtaracak biri olmalıydı ki sesini duyunca rahatladığını hissetti ve tüm güveniyle onu tutan adama yaslandı.Yutkundu iyiyim demeliydi ama boğazı yutkununca yanıyordu konuşmaya cesareti yoktu ama başını onayalrcasına salladı.Gözlerini onu tutan adama çevirince onun Dj olduğunu farketti dışarda olanları duyup gelmiş olmalıydı.Bara girdiğinde ışıklarında gelmiş olduğunu farketti.Elini başına koydu lanet olasıca başını çarpmıs olmalıydı kı kanıyordu.